Dolmabahçe Sarayı
Evliya Çelebi, Dolmabahçe Sarayı’nın bugünkü yerinde Yavuz Sultan Selim’in bir köşk yaptırdığını yazar. I. Ahmet zamanında, mekân taşla doldurulur ve köşk büyütülür. Sarayın ve yerleşimin adı buradan gelir. 19'uncu yüzyılda II. Mahmut aynı yerde yeni bir saray inşa ettirir. Bugünkü yapı ise 1842 yılında I. Abdülmecit tarafından, Karabet Balyan’a inşa ettirilir. Yapımı 1853 senesine kadar devam eden saray Abdülmecit’in ikamet ettiği yer olmasının yanı sıra resmî işleri de gördüğü mekândır. Abdülmecit’ten sonra kardeşi Abdülaziz de bu sarayda yaşamıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk’ün İstanbul’daki Cumhurbaşkanlığı Konutu olan Dolmabahçe Sarayı, 10 Kasım 1938 tarihinde Atatürk’ün öldüğü yer olması münasebetiyle Cumhuriyet tarihinde ayrı bir öneme sahiptir.
Dolmabahçe Sarayı’nın ana yapıları; Harem, Mabeyn, Saat Kulesi ve Dolmabahçe Camisi'dir. Sarayda 285 oda ve 46 adet salon, 6 hamam ve 68 tuvalet vardır. Saray 110 bin metrekare alana kurulmuştur ve 1910’larda elektrik ve kalorifer sistemine geçmiştir.
Mabeyn merdivenlerinin korkulukları kristallerle süslenmiş harikulade bir görünümde olup Mabeyn’deki Taht Salonu’nda bulunan 36 metrelik kubbeden sarkan dört tonluk ve yedi yüz elli ampullü kristal avize, salona Avrupai bir hava katmaktadır.
Bu avize Kraliçe Victoria’nın hediyesidir. Bu Taht Salonu 19 Mart 1877 tarihinde II. Abdülhamit’in Osmanlı Meclisi açılışına ev sahipliği de yapmıştır. Ayrıca Harem’de Taht Salonu’nun izlenebileceği bir koridor vardır. Harem; törenlerin yapıldığı Mavi Salon, kadınların eğlendiği Pembe Salon, Atatürk’ün kaldığı odalar, Valide Sultan odaları gibi farklı mekânları barındırır. Sarayın girişinde yer alan otuz metre yüksekliğindeki saat kulesinin ise 1895 yılında tamamlandığı söylenir.
Dolmabahçe Sarayı Harem bölümündeki Mavi Salon ve Pembe Salon çevresindeki odalar, Hünkâr Dairesi veya Hususî Daire olarak adlandırılır. Atatürk de Hususî Daire’de Mavi Salon ile Pembe Salon arasında yer alan 71 numaralı odada kalmış ve hayata da burada veda etmiştir. Hâlâ bu odada bulunan dokuzu beş geçeyi gösteren saat, kendisine yakın arkadaşı Nuri Conker tarafından hediye edilmiştir. Dönemin Moskova Büyükelçisi Zekai Apaydın tarafından hediye edilen "Dört Mevsim" isimli tablo ise Atatürk’ün en sevdiği tablo olarak bilinmektedir. Atatürk çalışma odası olarak da yatak odasının hemen yanındaki 69 numaralı odayı kullanmıştır. Salonun deniz tarafına bakan diğer köşesindeki yatak odası ise zaman zaman Atatürk’ün tarih danışmanlarından Prof. Dr. Afet İnan tarafından kullanılmıştır. Fikir ve danışma sofraları genellikle Mavi Salon’a, yaz aylarında ise sıklıkla Pembe Salon’daki balkona kurulmuştur. Ayrıca Atatürk için 1937 yılının Haziran ayında Mavi Salon’un aydınlık mahallinde bir asansör yaptırılmıştır ki, bu asansör hâlen kullanılır durumdadır. Pembe Salon’un hemen yanında bulunan ve Son Halife Abdülmecid Efendi tarafından inşa ettirilmiş olan (1923) banyo, Atatürk tarafından da aynı amaçla kullanılmıştır. Banyonun girişinde yer alan camlı dolapta, Atatürk’ün tedavisi sürecinde kullanılan ilaçlar şimdi de sergilenmektedir.
Sarayın yanındaki Dolmabahçe Camisi, Osmanlı mimarisine damgasını vuran Balyanlar ailesinden Nikoğos Balyan tarafından 1853 yılında tamamlanmıştır. Dolmabahçe Sarayı’nın arka kısmında Sultanın kuşları için 19'uncu yüzyılda inşa edilmiş ufak bir köşk yer alır. Yapıda o dönem farklı türden birçok kuş barındırılmıştır. Günümüzde müzeye dönüştürülen Dolmabahçe Sarayı, Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlıdır.