Harran
Efsanevi Harran Ovası… İnsanın yani Hz.Adem ile Havva’nın ilk ayak bastığı, sabanın ilk kullanıldığı, öküzün ilk çifte koşulduğu yer olduğuna inanılan bereketli topraklar… Gizemli antik ay tanrısı Sin’in kutsal tapınağının memleketi ve Hazreti İbrahim’in uzun yıllar yaşadığı şehir… Burada toprağa dokunmak bile başlı başına bir öze dönüştür aslında…
MÖ. 7000 yılına ait bulgular veren ve yaklaşık 4300 yıllık yazılı geçmişi olan Harran, Mezopotamya’yı Anadolu’ya ve Akdeniz’i Pers topraklarına bağlayan ana ticaret yollarının kavşağında konumlanmıştır. İsmi de bu önemli konumundan gelen Harran, yani “yolların kavuştuğu yer”, bu özelliğinden ötürü zengin bir kültür birikimine de sahiptir.
Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi “Harran Ekolü”dür. İlkçağdan beri varlığı bilinen Harran Okulu (Üniversitesi)’nde din, astronomi, tıp, matematik, felsefe alanında dünyaca ünlü birçok bilgin yetişmiş olduğu bilinmektedir.
İslami dönem bilim tarihi açısında da Harran oldukça önemli bir yere sahiptir. Devrinin en büyük matematikçi ve tabiplerinden olan Sabit bin Kurra, o tarihlerde dünyadan aya olan uzaklığı doğru olarak hesaplayan Battani (Albetegni veya Albatanius),Yunan filozoflarının aksine maddenin bölünebilen en küçük parçasının müthiş bir enerji ile parçalanarak Bağdat gibi bir şehri yıkabileceğini söyleyen ve böylece atomun mucidi sayılan Cabir bin Hayyan, Harran’daki okullarda yetişmiş dünyaca ünlü müslüman bilginlerden birkaçıdır. Harran'da yetişen âlimlerin eserleri ve çevirileri, Avrupa medeniyetinin oluşmasında önemli katkılar sağlamıştır. Cebir ilmi Harran'dan dünyaya yayılmıştır.
Ancak günümüzde Harran denildiğinde akla ilk önce ikonik kümbet biçimli evleri gelir. Bu evler, Harran’daki ören yerinden toplanan tuğlalarla 150-200 yıl önce inşa edilmiştir. Harcında gül yağı, saman, pişmiş toprak ve yumurta akı kullanılan, mimari yapısı ve malzemeleri sayesinde de yazları serin, kışları sıcak tutma özelliğine sahip evler, aşağıdan yukarıya doğru gittikçe daralmaktadır.
Harran kümbet evleri 1979 yılında arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak tescil edilmiştir. Bu tarihten sonra artık antik alandaki malzemenin kullanımı yasaklanmış ve yeni kümbet evlerinin inşası doğal olarak son bulmuştur.
Siz de Harran’ı ziyaret ettiğiniz sıcak bir günde kümbet evlerin içindeki serinliği hissedin, yöresel kıyafetleri giyip kentin tarihine dokunun.