Zeugma Antik Kenti
Fırat Nehri manzaralı evleri, bir zamanlar yapılan nehir ticareti, sosyal yaşamdaki hareketliliği ile Zeugma, Roma Dönemi’nin en büyük ve en kalabalık nüfuslu kentlerinden birisi olarak cazibe merkezi olmuştu. Zeugma’ya yerleşen tüccarlar, komutanlar ve varlıklı insanlar, manzaralı teraslarda çok sayıda villa yaptırmış; usta sanatçılar Fırat Nehri’nden çıkardıkları renkli taşları kullanarak bu villaların tabanlarını antik dönemin mitolojik konularını ve geometrik şekillerini içeren mozaiklerle, duvarlarını ise fresklerle bezemiş.
Diğer antik kentlerin aksine, Zeugma’da bulunan eserlerde genellikle kente çok yakın olan ocaklardan çıkarılan kireç taşı sıklıkla kullanılırken, elde edilen mimari elemanların da o bölgede yapılmış olması dikkat çekmektedir. Bu nedenle Zeugma’da ithal malzeme çok sınırlı oranda kullanılmıştır.
Kimi bir havuzun kimi bir yemek salonunun zemininde bulunmuş olan ve mitolojik Yunan tanrılarını betimleyen eşsiz mozaikler ile evlerin duvarlarındaki freskler dünyadaki bütün antik kentlerde bulunan bullalardan daha fazla sayıdaki (yaklaşık 100 bin bulla-mühür baskısı) ile Zeugma, dünyanın ilgisini üzerine çekmiştir.
Kentteki mozaikli villaların büyük bir bölümünde kazılar tamamlanarak kurtarılan eserler Zeugma Mozaik Müzesi’ne taşınmış; kurtarılamayanlar ise Birecik Barajı’nın suları altında kalmıştır. Kentin biraz daha yüksekte kalan kısmında konumlanan villalar koruma altına alınarak ziyaretçilere açılmıştır. Kentte, arkeolojik kazılar devam etmektedir.